Çin Modeli Ekonomi Türkiye’ye uyar mı? İhracat sayesinde yatırım artacak ve böylece istihdam artacak mı? Bunların sonucunda cari açıktan kurtulacak mıyız? Bu soruların cevabını ilerleyen zamanlarda yaşayarak alacağız. Zaman ne gösterecek diye yaşarken ben o sırada çokça konuşulan ihracat konusunu Uluslararası Girişimcilik ve Ticaret diye bir başlıkta daha büyük bir pencereden ele alacağım.
Öncelikle Uluslararası Ticareti anlamamız gerekiyor. Bu yüzden Uluslararası Ticaret Nedir? diyerek başlayalım.
Uluslararası ticaret, uluslararası sınırlar ve bölgeler arasında yapılan mal ve hizmet ticaretidir. Pek çok ülkede gayri safi yurt içi hasıla’nın önemli bir kısmını oluşturur. Çok eski zamanlardan beri varolsa da, ekonomik, sosyal ve siyasi önemi son yüzyıllarda belirgin bir biçimde artmıştır.
Vikipedi
Google’a sorduğumuzda Vikipedi’deki bu tanımı çıkarıyor karşımıza. İşin özüne baktığımızda ticaret kavramının alt başlığı diyebiliriz. Eski zamanlarda ülkeler arasındaki sınırlar ticaret anlamında bu kadar keskin ve belirgin olmadığı için son yüzyılda siyasi olarak öneminin belirginleşmesi anlaşılabilir bir durum. Ticaretin ekonomik ve sosyal olarak önemini anlatmanın gereği yok diye düşünüyorum. O sebeple biraz siyasi önemine değinelim.
Ülkeler arasındaki sınırların belirginleşmesi ve Sanayi Devrimi sonrası ölçek ekonomisinin ilmek ilmek işlenmesi sonucunda Uluslararası Ticaret bir silah haline geldi. Her ülke kendisine göre bir yaklaşım içinde bu ticareti gerçekleştirmeye başladı. Güçlü ülke kavramının içine artık en iyi askeri gücü barındırmanın yanında aynı zamanda güçlü ekonomiye sahip olmak da eklendi. Sonrasında ise ekonomik olarak gücü eline geçiren ülkeler bu güçlerini kontrol altında tutabilmek için ülkelerine giren çıkan tüm ürün ve hizmetleri belirli kurallar altında regüle etmeye başladı.
Sürekli olarak gelişen ve değişen dünyada tabii ki kurallar da sürekli olarak güncellendi ve gelişti. Nihayetinde “Uluslararası Ticaret” teknolojinin gelişmesi ile herkesin ilgilenmesi gereken bir kavram haline geldi.
Buraya bir virgül koyarak Uluslararası Girişimcilik kavramına değinmeye başlayalım.
Uluslararası girişimcilik kavramını Türkiye’de duymaya alışık olmadığımız için referans göstererek tanımlamam da zor. O yüzden bence tam olarak ne olduğunu özetleyen bir çeviriyi paylaşacağım. “Uluslararasılaşmanın, değer yaratmak ve rekabetçi bir avantaj elde etmek için ulusal sınırların ötesindeki fırsatları keşfetmeye, hayata geçirmeye, değerlendirmeye ve kullanmaya yönelik girişimci bir davranış olduğu fikrine dayanmaktadır.”*
Benim tanımımla ülkeler arasındaki keskinleşmiş olan sınırlara rağmen tüm dünyayı tek bir pazar yeri olarak görebilmek.
Uluslararası girişimcilik anlaması kolay ama uygulaması çok zor bir kavramdır. Çünkü yukarıda da bahsettiğim üzere tüm ülkeler çeşitli yaklaşımlar ve regülasyonlarla küreselleşen dünyada yer edinmeye çalışmaktadır. Bu da tüm ülkelerdeki regülasyonları çok iyi anlamak ve öğrenmek zorunda olduğunuz anlamına gelir. Peki regülasyonları öğrenmek ve anlamak yeterli mi? Tabii ki değil. İşin içine insan girdiği için kültür girecek en başta. Kiminin beyaz dediğine başkası siyah diyecek. Siz de bunların hepsini bir potada eritmek durumunda kalacaksınız.
Bu yazıya bir nokta koyalım.
Girişimci olmak için dikkat etmeniz gereken çok nokta var, ticaretin içinde olmak için de dikkat etmeniz gereken çok nokta var. Eğer yurt dışına satış yapmak istiyorsanız dikkat etmeniz gereken noktalar girişimci olmak ve ticaretin içinde olmak için dikkat etmeniz gerekenlerin misliyle fazlasıdır. Bir de işin içine hem uluslararası ticaret ve girişimcilik girerse dikkat etmeniz gereken konular yüzünden gece gözünüze uyku girmez duruma gelirsiniz. O yüzden hiç kolay değildir.
eraykagansimsek.com 