Türkiye’de girişimci olmak zor. Harika bir fikir ile yola çıksanız bile önünüze birçok engel çıkartılır. Aile baskısı, finansal baskılar, iş çevresi baskısı… Yığınla üstünüze üstünüze gelir. Daha klasik girişimciliği bile hazmedip sistemini oturtamamışken bir de “Yeni Nesil Girişimci” olmak isterseniz işiniz daha da zor. Çünkü bu sefer bir de girişimcilik ekosisteminin baskısı gelir üstünüze üstünüze.
Girişimci olmak isteyenlerin önündeki engeller ile başlayalım.
Türkiye’de girişimci olmak istediğinizde karşılaşacağınız artık ortak kabul görmüş belli başlı engeller vardır.
- Aile ve çevreden gelen “Ne gerek var şimdi?” “Maaşlı bir işe girsene, ne anlarsın ticaretten!” gibi söylemlerle başlayan “garanti bir işe gir ve hatta memur ol” baskısıdır.
- Eğitim sistemimizin girişimci yetiştirmekten çok çalışan yetiştirmeye yönelik olması.
- Finans sektöründeki oyuncuların yeni girişimcilere ve girişimlere destek vermedeki eksiklikleri.
- Devletin yeni girişimcilere destek konusunda yetersiz kalması ve bürokrasi ile girişimcileri boğması.
- Sektördeki büyük oyuncuların yeni girişimleri engelleme hevesi. Girişimcilerin büyük oyunculara karşı desteklenmemesi.
- Girişimcilik ekosisteminin gelişmemesi ve taraflılığı.
- Tüm bunların neticesinde girişimcilerin motivasyonunu kaybetmesi.
Daha sayabileceğimiz maddeler elbette var. Ancak Türkiye’de en temel görünen engeller bunlar. Bazı maddelere itiraz edenler olabilir tabi. İtiraz edecekleri konuları da az çok tahmin edebiliyorum. İstisnalar kaideyi bozmaz düşüncesi ile devam ediyorum.
Yeni nesil girişimcilerin önünde ise daha da fazla engeller var.
Türkiye’de daha klasik bakış açısıyla girişimciliği kavrayamadığımız için “Yeni Nesil Girişimci” olmak zor. Peki yeni nesil girişimcilik dediğimiz nedir? Önceki yazılarımda daha detaylı anlattığım bu kavram teknolojinin gelişmesi ile literatüre girdi. Klasik bakış açısı ile girişimci olma isteğinin en büyük etkeni kendi işini yaparak daha çok para kazanmak. Yeni nesil girişimcilikte ise para kazanma isteği daha sonraki aşamalarda geliyor. En önemli öncelikler kendini gerçekleştirme, katkıda bulunma, başarma arzusu daha öncelikli. Mevcut dünya düzeninde zaten herkesin para kazanma isteği olması sebebiyle bu artık bir öncelikli olarak bir hedef olmaktan çıkıyor. Bunu Türkiye’de anlamak belki biraz daha zor olabilir. Hal böyle olunca yeni nesil girişimci olmanın önünde engeller çoğalıyor.
Yukarıda saydığım engellere eklenen yenileri var.
- Hızlı sonuç alma noktasında oluşan baskı nedeni ile fikri derinleştirememek.
- Girişim öncesi yeterli fizibilite desteği alamamak. Bu konuda danışmanlıkların yeterli olmaması.
- Multidisipliner çalışamamak. Bu yönde destek bulamamak.
- Başarısızlık hikayelerinin anlatılmaması. Bunlardan faydalanamama.
- Yola çıkılan fikir, istek ve hedeflerin hızlı para kazanma baskısı ile yok sayılması.
- Stratejik plan oluşturamamak. Bu konuya önem verilmemesi.
Türkiye’de biz daha eklenen bu 6 maddenin öncesindeki 7 madde ile boğuşuyoruz. Ancak dünyanın geri kalanı bu 6 maddeye çözüm bulmak için uğraşıyor ve aslında bir çoğuna çözüm üretebilen platformlar ve yapılar oluşmaya başladı. Yayılması için bir çaba var. Sonraki yazılarımda bu çözüm yollarını da yazacağım.
Yakın zamanda bizim de bunları dert edebildiğimiz günlere ulaşmak dileğiyle.